İZMİR’in Karaburun Belediye Meclisi’nce ilçe sınırlarında ‘tiny house’ (tekerlekli küçük ev) konulmasını yasaklayan karar, İzmir 3’üncü İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi. Avukat Mürsel Yiğit, bunun emsal karar olduğunu söyledi.
Karaburun Belediye Meclisi, 4 Mart’ta ilçe sınırlarına ‘tiny house’ konulmasına yönelik yasak getirdi. Denetimsiz olarak gelişigüzel yerleştirilen tekerlekli küçük evlerin araziye ilişkin kullanım kararlarına karşıt sonuç doğurduğu, etraf ve manzara kirliliğine neden olduğu karara münasebet olarak gösterildi. ‘Tiny house’ üretimi yapan firma, mevzuyu yargıya taşıdı. Davalı belediyenin avukatı, savunmasında; karavanların ısıtma, elektrik, su, kanalizasyon ve gibisi altyapı hizmetlerinden faydalandırılması ve buna uygun proje hazırlanması gerekiyorsa yapı tarifi kapsamında değerlendirileceği, bu durumda istisna dışında yapı ruhsatına tabi olması gerektiğine karar verildiği, idarece tesis edilen iş ve süreçlerin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiğine dikkat çekti.
İzmir 3’üncü Yönetim Mahkemesi, kasım ayı başında kararını verdi. Mahkeme heyeti, belediye meclisinin ‘tiny house’ için aldığı yasaklama kararı konusunda yetkili olduğuna dair yasal destek görülmediği, kelamı edilen yapıların somut olarak taşınmaz üzerine konulması halinde belediyenin yetkili organlarınca imar mevzuatı tarafından kıymetlendirme yapılabileceğini vurgulayıp, belediye meclisinin kararını iptal etti.Kararı kıymetlendiren, ‘tiny house’ üretimi yapan firmanın avukatı Mürsel Yiğit, “Türkiye geneli için kıymetli bir karar. Anayasada korunan özgürlüklerin ihlal edilemeyeceğini, kısıtlanmasının belediye meclisi kararıyla olamayacağını belirttik. İzmir 3’üncü Yönetim Mahkemesi, geçtiğimiz günlerde verdiği bu kararla belediye meclisinin ilçe hudutlarına neyin konulup, neyin konulamayacağı tarafında karar alamayacağını ortaya koydu. Emsal bir karar. Anayasamızda ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde özgürlükler sadece kanunla sınırlandırılabilir. Belediye meclisinin keyfi, örneğin ‘Kırmızı araçların girmesini istemiyorum’ üzere karar vermesinin mümkünatı yoktur. Bu nedenle vatandaşlarımız özgürlüklerinin kısıtlandığını düşündükleri hallerde yargıya başvurmalılar” dedi
